2 Eylül 2018 Pazar

Boeing 747’nin yeni görevi: Uzaya roket yollamak

Boeing 747’nin yeni görevi: Uzaya roket yollamak
İngiliz Virgin Atlantic Havayolları’nın patronu Richard Branson uzay yolculuğunu daha ekonomik hale getirmek için farklı bir projeyi ‘kanatlandırıyor’. Virgin Orbit olarak adlandırılan projede, havayolundan emekli olan bir Boeing 747 uçağı kullanılacak. 747 uzaya mini uydular taşıyacak roketi gönderecek. İşte detaylar…
Çoğu roketin uzay serüveni, yeryüzüne sıkıca bağlanmış bir fırlatma rampasından başlar. Virgin Orbit’in LauncherOne’ı ise sıradan bir roket değil. Görevi, küçük uyduları uzaya fırlatmak olan bu roketin yolculuğu yerdeki bir rampadan değil, dört General Electric imalatı CF6 jet motorundan güç alan Boeing 747-400 tipi Cosmic Girl uçağının kanatları altından başlayacak.
Cosmic Girl’ün kaptan pilotu Kelly Latimer bu yeni yöntemin küçük uyduları yörüngeye, uygun maliyetli ve esnek hâle getirerek yerleştirmek isteyen şirketlere fırsat olabileceğini söylüyor.
2017 yılında kurulan Virgin Orbit, Richard Branson’ın CEO’su olduğu Virgin Grup bünyesinde faaliyet gösteren onlarca işletmeden biri. Şirket, karasal fırlatma yerine roketleri havada ateşleyerek uyduları uzaya yerleştirmek istiyor. 

 MİNİ UYDULARI UZAYA YOLLAYACAK
Virgin Orbit CEO’su Dan Hart, 300 ila 500 kilogram ağırlığındaki en küçük uyduları düşük dünya yörüngesine çıkarmak için bu yöntemin en iyi alternatif olacağını söylüyor. GPS, telefon ve internet bağlantıları ile diğer hizmetleri sağlayan bu uydular, roketler aracılığıyla uzaya gidiyor. Şirket ayrıca, operatörlerine özel bir hizmet sunmayı hedefliyor; amaçları uyduları uzayda rastgele bir yere göndermek değil, belirli bir yörüngeye oturtmak. Virgin Orbit sözcüsü Kendall Russell, bu hizmetin artı bir faydasını bu şekilde açıklıyor: 
“Cosmic Girl, roketi hemen hemen tüm enlemlerden dağıtabildiği için, ulaşılması zor olan yörüngelere bile erişebilmemize imkân sağlıyor.”

“BU İŞ OTOBÜS YERİNE TAKSİ KULLANMAYA BENZİYOR”
Russell, Virgin Orbit’in bu servisini otobüs beklemek yerine taksi kullanmaya benzetiyor ve ekliyor: “Büyük bir roketle uzaya uçmak, küçük bir uydu operatörünün yolculuğundan biraz daha ucuz olabilir; fakat bu şekilde uyduyu tam olarak istediğiniz yere bırakamayacaksınız ve programınız diğer uyduların programına bağımlı olacak. Bu durum da aylarca hatta yıllarca bekleyebileceğiniz anlamına geliyor. LauncherOne gibi özel bir fırlatma aracıyla ise kendi programınızı yönetebilir, ihtiyacınız ya da amacınız için tam olarak en doğru konumu seçebilirsiniz.”
Virgin Orbit suborbital; yani yörünge altı uçuşlar için kardeş şirket Virgin Galactic’ten uydu fırlatma projesini devraldı. Şirket bu projesi için 17 yaşındaki Cosmic Girl yolcu uçağını, 10 kilometre yüksekliğe çıkacak şekilde modifiye etti. Uçak içindeki koltuklardan üst bagaj bölümlerine kadar birçok özellikten vazgeçildi. Mühendisler ayrıca, LauncherOne’ı Cosmic Girl’ün kanadının alt tarafına bağlayan özel bir mekanizma tasarlayıp üretti.
CF-6, EN BÜYÜK ASKERİ NAKLİYE UÇAĞI C-5 İÇİN GELİŞTİRİLMİŞTİ
Cosmic Girl’e güç veren dört GE jet motoru galaktik bir soyağacına ve geçmişe sahip. General Electric, ABD Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan C-5 Galaxy kargo uçakları için geliştirilen bu motor, daha sonra sivil uçuşlar için revize edildi.
Yüksek bypass’lı turbofan özelliğine sahip tasarım, itme gücü oluşturmak için motor içerisinde büyük miktarda hava devinimine imkân sağlıyor. Neredeyse tüm sivil jetler artık bu tasarımı kullanıyor; ancak 1965’te GE mühendisleri tarafından üretilen, devrim niteliğindeki TF39 adlı motor ile itiş gücü 40.000 pound’a kadar artırılmış, ayrıca döneminde kullanılan diğer motorlara kıyasla yakıt tüketiminde dörtte bir oranında tasarruf sağlanmış.

KANADIN ALTINA BAĞLANACAK
LauncherOne roketi, Cosmic Girl’ün kanadının alt tarafına bağlanacak ve alçak dünya yörüngesinde yol alacak.
GE hızlı bir şekilde potansiyeli farketti ve TF39’u, yolcu uçakları için CF6 adı verilen yeni versiyonunu tasarladı. Bu tasarım ilk olarak 1971’de kullanıldı ve yıllar geçtikçe birçok tasarım güncellemesi gerçekleştirildi. Bugün ise Air Force One – Airbus uzun menzilli jetlerinden, Beluga kargo uçaklarına ve Boeing 747 Jumbo’lara güç veren, dünyanın en yaygın kullanılan jet motorlarından biri. GE, şu an 87 ülkede 7.000’den fazla motoruyla 250 havayoluna ulaştı. Yeni motor versiyonlarının ise 2040’a kadar gökyüzüne yükselmesi bekleniyor.
Russell, Cosmic Girl’ün bu program için mükemmel bir tercih olmasının nedenleri arasında, Boeing 747’nin küresel tedarik zincirine ve köklü bir uçuş mirasına sahip olmasını söylüyor.

Kaynak:kokpitaero.com

TAI Bursa'da Ar-Ge merkezi kuracak

Bursa Uludağ Üniversitesi, bilgiyi ekonomiye dönüştürmede önemli bir adım daha attı. TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TAI), İstanbul’dan sonra şimdi de Uludağ Üniversitesi’nde Ar-Ge merkezi kuracak.

Türkiye’nin savunma sanayiinde dışa bağımlılığını azaltmak maksadıyla kurulan ve bu alanda küresel ilk yüz oyuncu arasında yerini alan TUSAŞ, Uludağ Üniversitesi’nin bilgi birikiminden yararlanmak için araştırmacıların ve öğrencilerin Ar-Ge çalışmalarını destekleyecek.

TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TAI) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Borat, TUSAŞ Strateji ve Teknoloji Yönetim Başkanı ve aynı zamanda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Öztürk, TUSAŞ Strateji ve Teknoloji Bölümü Proje Danışmanı ve ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Evis ve TUSAŞ İstanbul Teknopark Kurucu Müdürü Prof. Dr. Kemal Fidanboylu, Bursa Uludağ Üniversitesi’ne gelerek Rektör Prof. Dr. Yusuf Ulcay’la birlikte TUSAŞ Uludağ Ar-Ge merkezi hazırlıklarını gözden geçirdi.

Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Araştırma Vadisi olarak belirlendiği bölgede bin metrekare taban alanına sahip bir Ar-Ge merkezi kurmayı planlayan TUSAŞ, yeni binası yapılıncaya kadar ULUTEK TEKNOPARK’ ta Ar-Ge Ofisini açarak hizmete başlayacak.

Savunma Sanayi Başkanlığı öncülüğünde aralarında TUSAŞ, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN'ın da bulunduğu 8 firma ile SAYP anlaşması yaptıklarını belirten Uludağ Üniversitesi Rektörü Yusuf Ulcay, "Biz bu firmalarla anlaşma yapan Türkiye'deki iki üniversiteden biriyiz. Anlaşma gereği firmaların AR-GE merkezlerine master, doktora öğrencilerimiz arasından belirlediklerimizi yerleştiriyoruz. Aynı şeyi otomotiv, tekstil ve gıda firmalarıyla da yaptık. Bu sayede öğrencilerimize bir özgüven geliyor çünkü nitelikli eğitim alma ile karşı karşıyalar. Uçaktan tutun helikopterlerimizin Hürjet'in de, Hürkuşun'da bir takım parçalarının yapılması lazım. Şu anda Bursa'da da hem Boing'e hem de Airbuss'a yedek parça çalışan firmalar var. Bu isimlerini saydığımız firmalara yedek parça yapan firmalar var. Bunlar sadece havacılık sanayine yönelmiş değiller. Otomotiv ve makine sektöründe çalışırken aynı zamanda havacılık sektöründe de çalışıyorlar. Böylece bu tip firmaların ve ürettiği parçalara arayüz oluşturmuş olduk. Bunu Ankara'daki toplantılarda gündeme getirdiğimizde dediler ki Bursa'ya bir Ar-Ge merkezi açalım. İlk etapta İstanbul'da 3 noktada açtılar. 1'inci lokasyon İstanbul, 2'inci lokasyon Bursa oldu. Hatta onlar bin metrekarelik kapalı bir alanda oluşturdular ama bu uzun süreceği için TEKNOPARK'ın içinde bir alanımız vardı orayı kiraladılar ve ilk 1 aylık süre içerisinde oranın dizaynı yapılıyor. Üniversitemizden de orada çalışmaları için 12 araştırmacı istediler" dedi.

TUSAŞ tarafından talep edilen 12 doktora talebesine bursun 3/4'ünü TÜBİTAK, 1/4'ünü ise firmanın vereceğini belirten Ulcay, "Öğrenci doktorası bitince o firmada o yıl zorunlu olarak çalışacak. Ama maaşının yüzde 40'ını hala TÜBİTAK verecek. Doktoralı araştırmacı sayısının Ar-Ge merkezlerinde artması gerekir. Bunu bir nevi teşvikle, yani öğrenciye burs vererek, firmaya da istihdam desteği vererek teşvik ediyor devlet" diye konuştu.
Kaynak:airporthaber.com

17 Temmuz 2018 Salı

Proje Yönetimi 

 Başlangıç

Kendi profesyonel hedeflerim doğrultusunda proje yönetimi konusunda uzmanlaşmaya karar verdim. Bu hedefi gerçekleştirmek için de Proje Yönetim Uzmanlığı Eğitimi’nde öğrendiğim bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.

Projenin tanımıyla başlayalım. Kendine özgü bir ürün veya hizmetle sonuçlanan, belirli bir başlangıç ve bitiş noktası olan çok sayıda, birbiriyle ilişkili faaliyetlere proje diyebiliriz. Bu tanımdan yola çıkarak hayatımızda ve profesyonel yaşantımızdaki birçok uğraşı proje olarak nitelendirmek mümkün. Ar-Ge yaparak bir ürünün performansını %10 artırmak ya da Medium yazısı hazırlamak gibi :)

Kesin bir kural; hiçbir projenin tekrarı yoktur. Her ne kadar ilk başta birbirlerinin devamı ya da tekrarı gibi de olsa aslında her proje kendine özgü bir süreçten geçer. Örnek olarak her inşaat projesi için, projede çalışan insan kaynağı, zeminin yapısına göre kullanılan materyaller ya da mevsimin şartlarına göre süre bile etkilenebilir. Hatta bir adım ötesine gidelim, aynı proje yöneticisi bile olsa edinilen tecrübe ve kazanımlardan dolayı projenin gidişatı değişebilir.

Birçok uğraşı proje olarak nitelendirebileceğimiz her projeyi yönetmemiz gerektiği anlamına gelmiyor tabi ki. Eğer şirketinizde 3–5 kişi çalışıyorsa projeleriniz için belirli bir metodoloji izlemek zorunda olmayabilirsiniz. Bu hem maliyetinizi artırabilir hem de kurumsal çevikliğinizi azaltarak verimliliğinizin düşmesine sebep olur.

Proje Yönetiminin temelinde zaman, maliyet ve kaliteyi optimum seviyeye getirerek proje kapsamındaki hedeflere ulaşmak var aslında.
Optimum seviye önemli, çünkü müşteri ‘en düşük’ zaman ve maliyette ‘en yüksek’ kalitede ürüne sahip olmayı hedeflerken, proje yöneticilerinin, müşterinin ihtiyaçlarının karşılanabileceği ‘en uygun’ çözümü bulması gerekir.

Kalite-Zaman-Maliyet üçgeninde projenin yapısına göre hangi faktörlerin ne derecede öneme sahip olduğunu belirlemek gerekir. Bir uçak üretiminde kalite boyutu öne çıkarken, lansman tarihi belli olan bir ürün için öngöremediğiniz maliyetlere katlanmak zorunda kalabilirsiniz.

Organizasyonların yapısına göre proje yönetiminin rolü de değişmektedir. İşi proje üretmek olan inşaat firmalarında ‘saf proje organizasyonu’ yapısı uygulanabilirken; ‘fonksiyonel organizasyonlarda’ departmanların bünyesi altında proje yönetimi gerçekleşebilir. Son olarak; bu iki organizasyon yapısının karması olan; ve en sık rastlanan, fonksiyonel departmanlardan proje bazlı ekiplerin oluşturulduğu ‘matris organizasyon’lar. Her birinin kendi içerisinde avantaj-dezavantajları, şirket kültürü ve iş yapısı hangi organizasyonun verimli olacağını belirler.

Proje Planlama

Yapılacak işler için detaylı bir yol haritası ortaya koymak, çalışanların ilgi ve sorumluluklarını artırarak projenin amaçlar doğrultusunda yol almasını sağlamak için proje planlamasına ihtiyaç duyulur.

Tipik bir planlama örneği ve içeriği aşağıdaki gibidir.



Proje Planlamada Kullanılan Araç ve Yöntemler

İlgili tüm taraflara gereklilikleri tanımlamak ve iletmek, performansı ölçmek ve önceden belirlenen ihtiyaçları karşılamak için yapılan tüm eylemleri yönetmek ve kontrol etmek için bazı standart iletişim araçları kullanılır. Başlıca kullanılan yöntemler;

Tüm Projelerde; İş Ayrışım Yapısı, İş Ayrışım Yapısı Sözlüğü, Görev Yetkilendirmesi

İş Alanlarında; İş Tanımı, Spesifikasyonlar, İş Paketleri

Sorumlulukların Belirlenmesinde; Görev Matrisi ve Görev Listesi

Kaynakların Planlanmasında; Kaynak Planı, İş Gücü Planı ve Bütçe

Zamanlamada; Kilometre Taşı Çizelgesi, Gantt Şeması, Ağ/Şebeke Diyagramı

Takip Etmede; PERT, Denge Çizgisi, Varyans Analizi

Ölçemezsen, yönetemezsin..

İş İnsanları, İnovasyon ve AR-GE'ye Işık Tuttu

MERSİN, (DHA)-ÇUKUROVA Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (SİFED) ve ADSİAD Başkanı Süleyman Sönmez, Adana ve Mersin'in güçlü iş insanlarından oluştuğunu, bölgenin üretim, istihdam ve yatırımının yüzde 80'ine yakınına hitap ettiğini söyledi.

Mersin'de ÇUKUROVA SİFED ve ADSİAD Başkanı Süleyman Sönmez başkanlığında toplanan ÇUKUROVA SİFED'in konuğu Mersin Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Doç. Dr. Cem Onat, oldu. Adana ve Mersinli iş insanlarının da katıldığı toplantıda  açılışında ÇUKUROVA SİFED'in Adana ve Mersin'in güçlü iş insanlarından oluştuğunu, bölgenin üretim, istihdam ve yatırımının yüzde 80'ine yakınına hitap ettiğini anlatan Süleyman Sönmez, "24 Haziran'dan sonra ülkemiz yeni bir dönemece girdi. Herkes için hayırlı olmasını diliyorum. İş dünyası olarak elimiz her zaman taşın altında oldu ve bundan sonra da bölgemizin, ülkemizin her alanda gelişimi için elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyeceğiz" dedi. Dünya ülkelerinin artık otomobillerin duvarlarla iletişimini göz önüne alarak üretim gerçekleştirdiğini, bunu başaran ülkelerin şehirlere insansız araçları lanse ettiğini aktaran Sönmez, "İnovasyon ve Araştırma-Geliştirme (AR-GE) planlamalı çalışmalar Türkiye'yi daha ileri noktalara taşıyacaktır" diye konuştu.


EKİNCİ'DEN ENDÜSTRİ 4.0 VURGUSU

Türk Girişim ve İş dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkan Yardımcısı ve Doğu Akdeniz Sanayici ve İş İnsanları Federasyonu (DASİFED) Başkanı Faruk Ekinci de Almanya'nın Endüstri 4.0 teknolojisi sayesinde insansız makinelerle üretime geçtiğini hatırlattı. Ekinci, Almanya'da 15 yıl içerisinde özellikle sanayide tamamen insansız makinelerin üretim gerçekleştireceğini vurguladı. Ekinci, dünyanın bir sanayi devrimiyle kendine yön  çizdiğini, Türkiye'nin de bu yöne kanalize olması gerektiğini kaydetti.


ENGİN, YATIRIMLARI ANLATTI

Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Hasan Engin de bölge yatırımlarına vurgu yaptığı konuşmasında yıl sonuna kadar bitmesini bekledikleri Çukurova Bölgesel Havalimanı, Kazanlı-Tarsus-Seyhan Kıyı Şeridi Projesi, Pozantı Gülek'teki Karboğazı Kayak Tesisleri'nin Adana ve Mersin adına büyük kazanım olacağını vurguladı.


ONAT: AR-GE, LÜKS DEĞİL; ZORUNLULUKTUR

Açılış konuşmalarının ardından söz alan Mersin Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Doç. Dr. Cem Onat ise yakın zamanda Mersin'in farklı lokasyonlarında yeni organize sanayi bölgelerinin planlandığını anlattı.  AR-GE faaliyetlerinin Türkiye'nin 2023 hedefleri için lüks bir ihtiyaçtan öte bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Onat, "ARGE kültürümüzün geliştirilmesi ve içselleştirilmesi için daha fazla yol kat etmemiz gerektiği ortadadır. Doğru sorulmuş ARGE motivasyon sorusu ARGE süreçlerimizi başlatacaktır.  Ülkemizde ve bölgemizde yüksek katma değer yaratacak üst düzey ARGE projelerinin çıkmasını diliyorum" diye konuştu.